Kompozisyon, işin bütünüdür.

NOT : Anlatılanlar özettir. Gelişmesi kişisel çabalarınıza-ilgilerinize bağlıdır.

Kompozisyon; çalışmanın bütünüdür. Tüm bilgi ve deneyimle kurgulanan son biçimdir. Bu nedenle ilkelerini bilmek çalışmalara değer kazandıracaktır.

  • Ana biçimler,
  • Işık,
  • Belirginlik,
  • Doku,
  • Derinlik,
  • Çizgilerin anlamları,
  • Netlik,
  • Sadelik,
  • Hareket,
  • Ritm,
  • Zıtlık,
  • Uyum,
  • Denge,
  • Biçem.

1-ANA BİÇİMLER ( X, +, S, O, L, A),

Kompozisyonu kurgulama ustalaştıkça, biçimler kendiliğinden yerleşir. Ana biçimler görünüme yön verir. Göz onlarla fotograf üzerinde gezinir. Ana biçimler olarak bilinen ve kullanılan biçimler şunlardır: Çarpı işareti, artı işareti, kıvrılan S ya da keskin olarak Z, dairesel, dik açı yarım sağ ya da yarım sol,ve üçgen

2-IŞIK

Yaşam ışıkla başlar. Kullanıldığı her yerde farklı etki verir. Özellikleri, yönü, kaynağı ve kullanılışına göre sınıflandırılabilir.

Doğal ışık:

Gün ışığıdır. Sabah/akşam alınacak fotograflar ile güneşin tepemizde olduğu saatlerdeki ışık çok farklıdır. Gün ortasında, gölgeli alanda çekilen fotograf en iyi sonucu verir. Aşağıdaki basit önerilere, durumlara, deneylerinizi katarak olumlulaştırınız.

-Cephe ışığı: Bir insanın doğrudan yüzüne yansıyan güçlü ışık, yüz hatlarını düzleştirip gözlerin kısılmasına neden olur.

-Tepe ışığı: Gün ortasında, güneş, tam yukarıdadır ve yüze istenmeyen gölgeler düşürür. Yüze düşen sert gölgeleri yumuşatmak için, makinenin flaşını kullanın.

-Yan ışık: Günün ilk ve son ışıklarında fotoğrafını çektiğiniz insanın konumunu, güneş yalnızca bir taraftan gelecek şekilde ayarlayın. Yüzün bir kısmını iyi aydınlatıp diğer kısmı gölgede bırakarak çekici bir etki yaratırsınız. Gölgelerin etkisini yumuşatmak için, dolgu flaşını kullanın.

-Ters ışık: Modeli güneşin aksi yönüne bakacak şekilde yerleştirirseniz oluşur. Bu, fotoğraflanacak kişinin yüzünü gölgede bırakır; göz kısma riskini ortadan kaldırır ve çoğunlukla saçlarda çekici bir parlaklık yaratır. Fotoğrafını çektiğiniz kişinin yüzünü aydınlatmak için flaş kullanın.

Alttan gelen ışık: Doğada yoktur, fantastik kurgulamalara yarar.

-İç mekan ışıklandırması: İç mekanlarda ışık, çoğunlukla az olduğundan, fotoğraf çekmek zordur. Doğal ışık, çoğu suni ışıktan çok daha parlak olduğundan, kapalı mekanlarda insan fotoğrafı çekerken, kuzeye bakan bir pencereden (ya da güneş ışığını doğrudan almayan herhangi bir pencereden) ışığı almak, fotoğraflarınızda genellikle en iyi sonucu verir.

-Pencere ışığı: Yumuşak ve doğrudan gelmeyen pencere ışığı, insan fotoğrafları çekmek için uygundur. Yüzün pencereye dönük olmayan kısmı çok karanlık ise çektiğiniz kişinin yerini ya da kendi konumunuzu değiştirerek yüzün daha fazla kısmının ışık almasını sağlayın. Loş pencere ışığı, obtüratörün daha düşük hızla kapanmasına yol açacağından, fotoğraf makinenizi oynatmamaya daha fazla dikkat edin ya da üçayak kullanın.

Yapay ışıklar:

-Masa ve tavan lambaları, insan fotoğrafı için genellikle uygun ışık yaratmaz. Bunları kullanmaktan kaçının. Flaş ya da pencere ışığını tercih edin. Kullanmak zorundaysanız da makinenizi oynatmamaya daha fazla dikkat edin ya da üçayak kullanın.

-Flaş: Kendinden flaşlı bir makine, kapalı mekanda insan fotoğrafı çekmek çok iyi sonuç verir; ancak, portreye uygun değildir. Yüzü fazla aydınlatır. Güneş altında çekilen portrelerde dolgu flaşı kullanın.

Evde portre çekimi için, pencere ışığı kullanın. İnsanların kapalı mekanda fotoğraflarını çekerken, aşağıdaki ip uçlarına dikkat edin:

-Çektiğiniz insanı, makinenizin flaş etki mesafesi içinde tutun (Makinenizin kullanım kılavuzuna bakın). Bir grubun fotoğrafını çekerken, gruptaki herkesin flaştan aynı uzaklıkta olmasına dikkat edin.

-Kırmızı gözü engellemek için, odanın tüm ışıklarını yakın. Kırmızı göz, flaş, gözün arka kısmına vurup makinenin lensine geri yansıdığında oluşur. Ekstra parlaklık, çektiğiniz kişinin göz bebeklerinin küçülmesine ve daha az ışık almasına yardımcı olur.

-Ayna, pencere ya da gözlük gibi, flaşı yansıtabilecek parlak nesnelere dikkat edin. İstenmeyen flaş yansımalarından kaçınmak için, parlak yüzeylere belirli bir açıyla bakacak şekilde pozisyon alın.

-Gözlüklü insanları çekerken, başlarını hafifçe yana çevirmelerini ya da arkaya yatırmalarını isteyin.

-Ters ışıkta (güneş ve pencere önünde) dolgu flaşı işinize yarar.

Renk

Renk, ışık altında vardır. Beyaz ışığın içindeki dalga boylarını ayıran prizmadır. Spektrum adında bir band olarak görülür ki önemli örneği Gökkuşağıdır. ( Anımsanacağı gibi farklı dalga boylarının bir araya geldiği Nevton çarkı döndürülünce, beyaz oluyordu.)

Göz, beyaz ışığın içindeki dalga boylarını fark edemez. Renkli film daha duyarlıdır. Çünkü duyarlı olsun diye tasarlanmıştır. İyi bir renk elde edebilmek için doğru filmi ve doğru ışıkta kullanmalıdır. Bu amaçla hazırlanan dizime, Kelvin Skalası denir. Ancak Kelvinmetre de beyaz ışığı analiz edemez.

Boyada ve ışıkta renkler farklıdır. Boyada, kırmızı + mavi = mordur, ışıkta ise bu iki renk macenta verir. Boyada belirli miktarlardaki yeşil + mavi = turkuvaz verirken, aynı ikili renk ışıkta, cyan verir. Fizikçiler ile sanatçıların sıcak ve soğuk renkleri de farklıdır. Fizikçiler kırmızı ve gurubuna soğuk renkler derken, sanatçılar aynı gurubu sıcak renk olarak sınıflandırırlar.

Işıktaki ana renkler Magenta, sarı ve cyandır. Fotograf gibi görsel olan baskı, matbaa işleri ve renk ayırımı, bu esasa göre uygulanır.

Ancak kişisel algılamalara bağlı olarak, nesne beyin ilişkisi ile açıklanabilecek renk konusunda görsel l olarak, fotograf alanında şu üç bilgiyi de bilmemiz gerekir;

Rengin türü; mavi, sarı, kırmızı, vb.

Rengin doygunluğu; o rengin saflık derecesi,

Rengin tonu: başka renklerle karışımının derecesi,

Rengin parlaklığı, o rengin açık koyuluğunu anlatır.

BELİRGİNLİK

Görsel sanatlarda önemli bir ilkedir. Konu kompozisyonda ne denli belirgin olursa, o denli göz çeker. Konuyu bu düşünce ile yerleştirmek gerekir.

DOKU

Doğada her nesnenin kendi öz yapısı vardır ( öz gerekçe ilkesi ). Dış yapısı, kabuğudur bu. Doğanın kendi yapısında da doku vardır. Bu ayrıntı fotografın zenginliği olarak kullanılabilir.

Dokuyu yatay ışıkta daha da vurgulayabiliriz.

DERİNLİK

Türkçeye perspektif olarak giren bu sözcük,hangi yöne doğru derinliği anlatır? Bizi ilgilendiren yanı görünen, makinenin çekebileceği derinliklerdir. Yakından uzağa, büyükten küçüğe doğru sıralanma eylemidir buradaki. Işığın bulunduğu düzlem; doğadır. Öyleyse kompozisyonu oluştururken,

-Bakış yönü-çekenin gözü nerede olacaktır,

-Bakış yüksekliği nerede olacaktır,

-Bakış uzaklığı ne kadar olacaktır düşünülecektir.

Doğa insana özgün (Orijinal) bir oran sunmuştur. İnsan gözünün en net gördüğü, en doğru algıladığı oran. Dünyanın çeşitli dönem ve olaylarında da ilginç rastlantılarla aynı oran görülmüştür:3/5 oranıdır bu. Bu oranın diğer adı altın orandır (1.618). Altın oran, sürdürüldüğünde altın noktaları buluruz. Ya da 1/3 kuralını.

Konuyu çerçevelerken, 1/3 kuralını uygulamaya çalışalım. 1/3 kuralı şu demektir; bir düzlemi dikey ya da yatay olarak üçe bölümleyin ( yani eşit uzaklıkta iki çizgi çizince üçe bölmüş oluruz). İşte ufuk çizgisi bu çizgilerden birinde olmalıdır.

Ayrıca alan derinliği de burada dikkat edilmesi gereken önemli bir konudur. Gerekli görülürse tabi. Çünkü, her konu gerektirmez.

Sabah ve akşam ışığı doğadaki derinlik etkisini yoğunlaştırır.

ÇİZGİLERİN ANLAMLARI

Çizgiler genel olarak kırık çizgi (kararsız, sert ), eğri çizgiler ( hareket ) ve doğru çizgilerin dikey olanı canlılık, yaşama sevinci; yatay olanı da durgunluk olarak anlam yüklüdürler.

NETLİK

Belirgin olanı keskin görünsün diye yapılan çalışmadır netleme. Bu durumda netlediğiniz konunun önü ve arkası flu-buğulu görünür. Böylece, izlenmesini hedeflediğiniz daha belirginleşir.

SADELİK

Çok elemanlı kompozisyonlar dikkat dağıtır, tedirgin eder, gözü yorar, Çok sayıda renk de aynı sonucu verir. Oysa; hakim renk içinde göz çeken zıt renk, açık alanda koyu bir figür, azaltılan elemanlar içinde belirginleşen konu daha kolay algılanır.

HAREKET

Poz süresi uzatılarak hareketli nesnelerin beli belirsiz çizgilerden oluşmasıdır. Sabit nesneler net görülecektir.

RİTM

İnsan psikolojisini de kendine uyduran hareket elemanıdır. Horon oynayan insanın kemençenin ritmine, tekrarlanan hareketlerle uymasıdır.

Fotografta merdiven basamakları, telefon direkler, gökyüzünde bulut katmanları içinde ritmi saklarlar.

ZITLIK

Fotografta belirginliği, dikkati artırmayı etkileyenlerden biri de zıtlığı işlemekten geçer. Bu durumda zıtlık yaratılmak için bir zıtlığın fotografa hakim olması, öteki zıtlığın ise azaltılarak denge oluşturması ilkesine uyulabilir. Kişisel yaratıcılıklar zenginlik olacaktır.

Zıtlık beş konuda fotografı destekler.

1- Biçim zıtlığı.

Büyük ve küçük, dar geniş biçimleri bir arada kullanmalıdır.

2- Doğrultu-çizgi zıtlığı.

İnce-kalın, hareketli-durağan, kalın-ince cizgilerin zıtlığıdır.

3. Renk zıtlığı.

Zıt renkler, doğada gördüğümüz adlarıyla kırmızı-yeşil, mavi-turuncu, sarı-mordur.

4. Ton zıtlığı.

Tek rengin tonlarıdır, açık koyuluğudur. Tek ton çoğaltılarak diğer tonlar ile denge kurulur.

5- İçerik zıtlığı.

İçerik zıt konularla kurgulnabilir.

UYUM – DENGE –

Zıtların , bir miktar oranındaki birlikteliğidir.

Zıtlar ise, açık-koyu, sıcak-soğuk, aşağı-yukarı, kalın-ince, vb.dir. Burada eşit miktarların dışındaki birlikteliklerde uyum sorunu düşünülmektedir. Yani, 2 ince 1 kalın olmalıdır. 3 soğuk bir sıcak olabilir.

Bu uyum kompozisyonun diğer elemanlarıyla da uyumlanabildiğinde kompozisyon DENGEdedir.

BİÇEM

Bu başarı ile yaratılan anlatımlarda, o kişinin bireysel izleri görülmeye başlamış demektir. Buna o kişinin ( yani artık sanatçı diyebiliriz ) biçemi ( üslup ) oluşmuştur.