2025 Trabzon Sergi Süreci ve Trabzon Gezim.11.06.2025

2025 Haziranı bana güzel bir sergi süreci yaşattı ve Trabzon’u gezmemi az da olsa sağladı.11 Haziran 2025

Dostları, insan olabilenleri, davranış değişimlerini, güzellikleri, doğadaki bozulmayı, koruma çabalarını…Sevinçlerimin gözyaşı oluşunu, gözlemlerim sırasında daraldığım anları…Dedikodu yapmadan ama…

Önce köyüm Türkelli’ye gittim. Ablam gelmiş. İzmir’den. Zaten Beşikdüzü sergim sonrası paketlediğim ürünlerimi Trabzon sergime götüreceğim. Baktım ki; yıllar önceki sergimde bıraktığım resimlerimin küflenip çürümüşler. Ablamın ailesi atmış onları aşağı bir yere. Kalanların çerçevelerini kırıp paketleyip götürdüm Beşikdüzü’ne. İşte tam burada köylüm, meclis üyesi Mehmet Hoca tüm yüklerimi Trabzon’a taşıma işlerini yönetti. Köylüm Nural Emiroğlu ise sürekli yanımdaydı. Çok teşekkür ettim.

Sergi açmak çok zor! İnanır mısınız? Benim gibi sponsorsuz olunca hele. Resmin tuvalini yap. Resmi yap. Ambalajla. Kutusunu ölçülere göre yap. Kutuya koy. Heykelin çizimlerini tasarla ve çiz. Ağaç seç. Tasarımı uygula, vernikle. Metalin kaynağını yap. Ambalajla. Kutusuna yerleştir. Fotograf çek. PCde aç temizle. Düzenle. Kompozisyonu kur ve yap. Baskıya gönder. Git al. Beğenmediğini yeniden bastır. Git al. Ambalajla kutuya koy. Otobüs garına taşı. Otobüs bagajına kadar taşı, yerleştirmeye göz kulak ol. Taşıma ücretini ver. Trabzon’da sergi alanına götür. Kutuları boşalt ve yeniden ambalajlamak için kutularını sakla. Sergini düzenle. Bekle, kitap basılıp gelecek. Düşün bir…Kitabın yazılacağı süreci kovala. Kitap için fotograf, resim ya da grafiklerini hazırla. Bastırmak için koştur. Söz al. Sözleşme dahi isteme. Zamanında basılacak mı diye uykuların kaçsın. Hadi bu kez basılmasa da sabırlı ol, elbet basılır. Yine sözler tutulmasın. Sergi zamanı gelecek mi? Öteki sergiye gelir diye kendini kandır. Bu sürede kriz mi olur, kasılma mı, kırılma mı ne ise önemli değil. Geçer beee! Veee basılıp gelir! O da ne? Kapaktan başlayarak bir çok eksik. Asıl kırılma olmasın! Sakin ol!

Bu koşullarda sergi zamanında açılır. Bir başkan Adnan Taç ve bir Hotel Müdürü Sümerya Demirci ne çok işe koşturup gelip “nasılsın Hocam ya da nasılsın Şakir Abi” diyerek, söylenen kahve arasında kendi sıkıntılarını bile göstermemeleri…Her şeyi arkaya atmamı sağlamaları. Bu güzellikler oldukça, dolmaz be arkadaki çuval! Sezgin Yüksel ve Rasim Çubukçu…Sergi açılışında olmalarından mutlu oldum.

Arada bir sergiden kaçıp bazı güzelliklere bakmayı seçtim. Fotograf çektim. Küçük bir arkadaşa kolye armağan ettim. Kardeşi üzülünce O’na da bir kitap. Sergi açtığım hotelde vitray çalışmalarında “T” görünce sevindim. Yaşamda ne çok “T” var. Sergime yıllardır görüşmediğim insanların, Hele Ziya amcamın gelmesi başka bir duyuydu. Sergi gezenlere “T” projemi, “KÖPRÜ” ile nasıl birleştirip “FOTOGRAF YAPTIĞIMI” anlattım. Beş kitap yazarken nerelerden dolaşıp geldiğimi özetledim. Akşam deniz kıyısında güneşi bekledim. Şehir Kulübünde yeni kişilerle tanıştım. Beni otelime götürme sıkıntılarını hiç söz etmeden yerine getiren Adnan Başkana çok çok teşekkür. Trabzon’daki rum evlerinin dam özellikleriyle hala yaşadıklarını gördüm. Tabi yaşamalarını sağlayan kültür Trabzon’u sevdiriyor. Sanatevi yakınında engelli bireyler için ahşaptan yapılan yapıyı severek seyrettim. Hemen önünde bir OTOPARK işletmesinin koca yolda trafiği nasıl engellediğine tanık oldum. Görevlileri sormuyorum artık! Aselia Hotel çalışanlarından birinin kendi ürettiğim ortada “T” olan kolyem için “ne güzel kolyeniz var” demesine gülümsedim. Trabzon’a Sanat Günlerinde “SÖYLEŞİ” için gelen kızım TOPRAK SAĞLAM ile harika bir kucaklaşma keyfi yaşadım. Döndükten sonra da babası olduğumu çiçeklerle yeniden anımsatması…Bir basın duyurusu, pencere önündeki ayakkabıyı, parktaki insanları görüntüledim. Trabzon Müzesi’ni gördük. Dedim ki; burada sergilenenler asıl yerlerine gönderilecek mi? Mehmet Kuvvet gazetesindeki köşeden selam etmiş. Ben de selam ederim arkadaşım…

Denebilir ki; neden bu kadar çile çekiyorsun, katlanıyorsun bunca sıkıntıya? Daha basit başka işler yapabilirsin. Gezip tozup eğlenebilirsin.

Soruna gerçekçi bakarsak, doğru sonuçlar alırız. Doğru üretim yaparız. Yaşama doğru yön veririz. Gerçekçi olmak; kendine, evine, çevrene, mahallene, bölgene, yurduna ve dünyaya da gerçekçi çözümler önermektir. Benim en önemli gerçeğim. ÇALIŞMAK. Kişisel özelliklerimle yaşama; doğaya, insana, hayvana, taşına, yerin altına üstüne dokunmak. Okumak. Öğrenmek. Öğretmek. Anlamak. Anlatmak. Çizgi ile, ses ile, söz ile, dil ile, boya ile, makine ile, örgü ile, boncuk ile kitap ile… Anlatmak. Bu gerçeğin; yorulması, sıkıntısı, darlığı, çilesi bana keyif…Hele GÜZELLİKLE geliyorsa değme gelsin!

Veee. Süre bitti. Başlangıçtaki her çalışmayı yeniden yaşadım. Toplandım. Serkan ile Burak gene bu çileyi benimle çektiler otogara kadar. Otobüsler, taksiler, derken eve ulaşmak. Bahçemin önünde güllerle buluşmak. Yaşam sürüyor. Yeni üretimlere doğru…