Düzce-Konuralp’te bulunan Prusias ad Hypium Antik Kenti’nde bu akşam oyun var. 24.05.2022
Prusias ad Hypium Antik Kenti kazıları başlayınca çok heyecanlandım. Tarihsel kalıntıların kültürlerin korunması insanlık görevidir. Yaşatılmalıdır. Ayrıca devletlerin gelir kapısıdır da. Örneğin Türkiye, kalıntılar yönünden çok zengin bir ülke. Tek bu kalıntılar onarılsa, izleyenlere açılsa dünya gelir elde edilir. Hele yurt dışına kaçırılanlar geri getirilse, değeri ölçülemez.
Prusias ad Hypium Antik Kenti’nde kazılar sürüyor. Kazı alanına girmek tehlikelidir. Neyin altında ya da üstünde ne var, ne kadarı kazılmış dışardan kişilerce bilinemez. Ayrıca görevlilerden başkası uzaktan görsün, girmeye ne gerek var. İşte kazı alanını, nasıl bir yeri kazdıklarını bize gösterdiler.
Bu oyun, alanın tanıtımı için iyi oldu. Ayrıca harika bir etkinlik. Duyunca hazırlandım. Bahçedeki işlerimi bırakıp tıraş oldum, duş aldım. Fotograf makinemi almadım. Bildiğimce, tiyatroda oyun sırasında fotograf çekilmez, flaş kullanılmaz. (Not: Bu yazım için oyun başlayana değin telefonla çektim.) Maskemi de alıp, muhtara uğradım. İlginç, bilmiyor, duyurulmamış, davet edilmemişler. Öyle ya, muhtar ne anlar sanattan tiyatrodan.(!)
Muhtarın yerinde DÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi hocalarına rastladım. Kısa bir süre sohbet ettik. Tanıdığım Doç.Dr. Seniha Ünay da oradaydı. Eşi Evren ile tanıştırdı. Fakültede açılan sergiye davet etti. Muhtar İbrahim Uçar’ın yeri bahçeli bir yeme içme alanı.
Erken kalktım hocaların yanlarından. Bu yazı için fotograf çekmeyi planlamıştım. Giriş kapısından (Atlı Kapı) başladım çektim. Atlı Kapı’nın solunda Zühal’in Yeri antik tiyatroya uygun bir oturma alanı. ntik Kent Tiyatrosunun ön gövdesi ve tiyatro mermerleri çok hor kullanılmış. Sökülüp satılmış. Ev duvarlarına, temellerde kullanılmış. Ağlanacak hallerimiz.
Tiyatro girişine geldim. Çok kalabalıktı. Aaa! Kimsede maske yok. Sıkış tıkış girdim. Tek giriş saptamışlardı. Haliyle yavaş giriş oluyordu. Çok kalabalık, karar verilen alandaki oturma yerleri yetmedi. Oyun başladığı halde seyirci girişi sürüyordu. Ayrıca girişte bekleyenler vardı hala.
Görevliler çok kibar, çok ince dilleri var. Nasıl özlemişim bu davranışı. İktidardakiler CAHİL istiyorlar ya! Çok güzel bir iş oldu. Bu tiyatroda bu oyunun oynanacağı düşünülemezdi bile. Emeği geçenleri kucaklıyorum, saygılarımı sunuyorum.
Oyuncuların dikkatini dağıtan bazı davranışları da yazmalıyım. Seyirci girişi yavaştı. Kazının sürüyor olması böyle bir önlem gerektiriyordu, tek giriş kapısından bu kadar giriş yapılabilirdi. Oyun başlayınca giriş kesilemedi. Yer bulmak isteyenler, izleyicilerin önünü kesiyordu. Fotograf çekenler çoktu. Flaş kullananlar bile vardı. Telefonlar durmadı zaten. Oyun mu izlediler, çekim mi yaptılar?(!) Giriş kapısındaki konuşmalar çok yüksekti, alkışlar sloganlar oyun alanında da duyuluyordu.
Oyunun adı KUŞLAR. Aristofenes yazmış. Fantastik komedi, yazarın ütopyası. ilk kez MÖ 414 yılında oynanmış.
İyi seyirler.