bir çocukluk rüyası..
bir gençlik şavkı..
bir delimseklik..
bir haykırış..
bir direniş..
bir masal..
bir aşk dillenmesi..
bir dünya kuruş..
*çocukluğunun dilini bulan..
*yöreselliği yakalayan..
*öncesini sonrasını tanıyan..
*esinlerden uzak..
*aklı başında..
*yaşadıkları ile tanıklık yapan..
*kişisel imge dünyasını oluşturan..
*sanatın ırmağına ‘ben’ini katan..
*dünya kültür köprüsüne varan..
*’zıtların dengesini’ kuran..
*yaşayan bir şiir…
Şakir Sağlam
Şiir dosyalarım çoğaldı. Adları şöyle:
1-oy türkelli
2-göç
3-söz
4-sorgu
5-kavalım ile söyleşi
İki şirimi veriyorum:
………………………………………..
“aynı marka“
bu tarihin bebeleri
latin rakamlıdır
bebelerin gözlerinde
mutluluk kutlamaları yazılıdır
silahlar ellerinde
bellerinde bombalar
boyunlarında ölüm kimlikleri asılıdır
bu tarihin bebeleri bilmez
yedikleri hamburgerde
öldürüldükleri silahta
giydikleri kotta
sen bilirsin sevgili kavalım
aynı markalar kazılıdır
aynı markalar kazılıdır
……………………………………………………….
“yürek nasıl okunur“
yürek yüzden okunur
rengim mor dağlar
kül bulutlar saçlarımdır
Yürek gözden okunur
gözlerim kan kırmızı
alevden kör gözlerim
yürek candan okunur
tenimdeki can sustu
çocuklar soğuk
yürek savaşlarda okunamaz
insan yakar
insan kavurur
savaşın tüccarları
yürek savaşlarda okunamaz
yürek savaşlarda okunamaz
…………………………………………
Trabzon Erkek İlköğretmen Okulu’nda çıkardığımız ÇAKIL adlı gazetemiz gerçek bir yuva olarak hala belleğimdedir.
O günlerde bir alışkanlığımız vardı. Ayrılık günleri yaklaşınca; bir deftere arkadaşlarımıza yazılar yazdırırdık. İyi ki yazdırmışız. Sınıf arkadaşım, değerli öğretmen Vursay Aldıkaçtı o anı defterinden birkaç sayfa gönderdi 50 yıl sonra. Çok sağ olsun. Çok mutlu oldum. 17 yaşında yazdığım o şiire kavuşturdu beni: