Bu bir manifesto değildir.

Sanatım Üzerine

* Bir çok deneyimden sonra bir manifesto ile FİGÜR RESMİNE karar verdim.

**Doğadaki zıtlıklar sanatımın temelini oluşturuyor.**

* Figür resmindeki ilkelerim şöyledir: Kolay, felsefeye düşülmeden, anlaşılır olmak ve günlük yaşamı anlatmak.

* 2001 yılından başlayarak ’’ T ’’ resimleri projem gerçekleştiriyorum. “T” nin biçimsel yapısını noterden onaylattım. Resimdeki biçimi büyük T olarak, 8 KENARI seçtim. Rönesans’tan bu yana biçim tercihleri çok farklı olarak sürüyor.

*Kompozisyonun bütününü, boş-dolu zıtlığı kurgular.
-İçerik, biçimi sarmalar. Ona can kattığı ölçüde bütünselleşirler, yetkinleşirler. İçerik, yaşamdan anlardır.
-Zıtlıklar, bir düzen içinde dengelidirler. Denge, sanatımın vardığı yetkinliğin diğer adıdır: Zıtların bütünselliği. Biçim-renk dengesi ile içerik dengesidir bu. Ben’ deki biçim-renk dengesi, içerik ile bütünlenir. İçerik ’ben’ deki- lerin dışavurumudur.
-Biçimlerdeki zıtlıklar hareket ile düz biçimlerdir. Hareketli biçimlerin içi ton zıtlığı, miktar zıtlığı, sıcak-soğuk zıtlığı ile doludur. Düz biçimler kendi içinde zıtlık taşımaz. Hareketli biçimlere zıttırlar. Zaman zaman uyum içinde olabilirler. Bu kez zıtlığı, düz biçimlerin içindeki hareketli elemanlar sağlar. Zıt olan bu biçimler aynı zamanda birliktirler. Resmime can veren bu kandır.
-Sanatımdaki biçimlerin-elemanların figür-süz-lü olması anlatımımı etkilemez.

-İzleyicim ile ortak noktamın olması, bu noktada buluşabilmem tercihimi belirler. Bu sanatımdan ödün değildir.
-Gelecekte yapacaklarım hakkında şimdiden sözüm olamaz. Ancak hayallerime sınır-sansür uygulamadığımda üreteceklerimin çapı büyüyecektir.

-Üreteceklerime birikimim yön veriyor.

-Çalışkanlığım kendime saygımdandır.

-Ürettiklerimde sorumluluk bana aittir.

-Eleştiriye evet, hesap vermeye hayır. İç hesaplaşma çerçevesinde, salt kendime hesap veririm.

* Resmimde üç bölüm izlenebilir: Yakın-Orta-Uzak. Yakın bölümde çocukluğumun derelerindeki çakıl taşlarıma yer veriyorum. Orta bölümde konuyu anlatıyorum. Uzak bölümde yine çocukluğumun bulutları bulunuyor.

* Çektiğim Fotografların biçimini değiştirmiyorum. Ancak, birden çok fotograf ile Fotograf Yaparak, KARİKATÜR diyebileceğim yeni bir çalışma meydana getiriyorum. İşte, Fotograf Yaptığım bu yeni biçimlerim yine T oluyor. Tüm fotograflar kendi çektiğim fotograflardır. Tümü benimdir. Resim ve fotograflarımda anlatım elemanı olarak heykellerime de yer veriyorum.

* Heykellerimde, KÖPRÜ PROJEMİ anlatıyorum. Köyümden kasabaya okumaya giderken iki köprümüz vardı. Biri köyün en aşağısındaki kemer köprüydü ve uzaktı. Yakın olan ise büyüklerimizin iki-üç ağacı yan yana getirerek ve üstüne yatay biçimde dal eklemeleriyle kurulu olandı. Derenin ortasında büyük bir kayadan, karşı kıyıya uzatılmıştı. Önce o büyükçe kayaya çıkar ve köprüden ancak böyle geçebilirdik. Eğer sel olursa zaten büyük kaya da sular arasında kalırdı. Kemer köprüye gitmek zorunda kalırdık. İşte bu köprü beni yaşama açan-ulaştıran, çocukluğumun en değerli elemanıydı. Köprü; tüm kültürlerin, yeni bir oluşuma doğru açılmalarının geçiş yerleridir. Bu ulaşımı kesmek isteyenler, savaşlarda köprüleri uçururlar. Köprü Projem böyle oluşunca, atık ağaç parçaları topladım. Köprü oluşturdum. Köprünün üstüne yerleştirdiğim simge figürleri ise metalden yaptım. Metaller pas tutmaz olanlardan ya da pas tutmaz hale getirilmiş olanlardan seçtim. Bu yanı ile yenilik-umut oluyordu. “T” projemle buluşturarak yeni üretimlerle sürüyor.

* 12 yaşından beri ayrılmaz parçam olan kitap, sonrasında resim, peşinden fotograf, ardından heykel, her dönemde şiir ve çocukluğumdaki çobanlık yaptığım günlerden beri dilli kaval ile yürüyorum. Güzelliklere attım her adımımı. Yaşamın dengesi güzelliklerdedir, güzellik dengedir diyerek…
GÜZELLİKLE.